6 Eylül 2010 Pazartesi

dövme

dövme yaptırmayı çok istiyorum ama öyle büyük bişey digil tabi. Büyük dövmeleri hiç hoş bulmam sonra bıkabilir çünkü insan. Hele tüm vücudunu kaplayan dövmeler var ya... Saçmalıktan başka bişey değil. Aaa şu ateşler çıkan kurukafa olayını da hiç anlamam. Ne alaka yani. Sağ ayak bileğime yaptırıcam dövmeyi ama ya.. Dövme yaptırmak için yaptırmak da istemiyorum anlatabiliyo muyum? Yani bi anlamı olsun istiyorum.
Kelebek tatlı duruyo diyolar ama herkesde var çok bilindik. Değişik olmalı. Neyse çarşamba gidip seçicem yada biraz fikir edinicem. Tabi bu ilk dövmem. bi de yazı yazdırmak istiyorum. Zayıfladıktan sonra da göbeğe piercing. Güzel olcak güzel. Hadi bakalım.

IKEA meatballs felans

bence ikea şu ana kadar hiç sıkılmadan durduğum tek yer. Sırf o isveç köftelerinden yemek için ikeaya girdiğimizi hatırlıyorum ailecek. O sos varya o sos.. Bitiriyo beni abi. Tavuk kanatları da mikemmel.
OF OF lazanyası var yaaa... Ayrıca çok ucuz hepsi.
Ve mobilyalar da çok ucuz ve kullanışlı. Yanında da meydan alışveriş merkezi var zaten ve salak saçma bi sinema yok yani cinebonus var. Gayet güzeeel. Alışveriş için de güzel ve çok çok tatlı biyer. Kış gitmeyin tabi açıkhava donuyosunuz ama .. Bunu niye mi yazıyorum? Niye mi reklam yapıyorum? Çünkü bugun ordaydım ve güzel bi yer bacım. Aklıma geldi yazıyım dedim. Orayı sevmeyen varsa da gelsin çıksın karşıma öptüm.

egeyi tanımak

uzun olucak biraz ama neyse..

Öncelikle, adımı seviyorum ama dışardan gelen sinir bozucu tepkiler yüzünden değiştirmeyi düşünüyorum.
Egenin anlamı saflıktır. Bir sürü ege adında kız arkadaşım var. Bi kızın adının ege olabilceğini kabullenmek bu kadar mı zor anlamıyorum?
Herkese aynı davranırım.
İnsanların kötü yanlarını direk yüzlerine söyleyemesem de rahatsız edici olduğunu bi şekilde belli ederim ki anlasın.
Tandığın ama konuşmadığın, sadece ismini bildiğin insanlar olur ya, onların arasında tek yürümekten, dolaşmaktan hoşlanmam ortamı terkederim.
Yeni insanlarla tanışmayı çok sevmem, tanıştıktan sonra çok yakın davranabilirim ama tanışma olayından çok hoşlanmıyorum.
Çay, kahve çok sevmem. Sütlü kahve yada ice tea severim ama oturup onlarca bardak içenlerden değilim. Türk kahvesinden neffffffret ederim.
Pembe, kırmızı ve sarı renklerini çok severim.
Hoşuma giden her müzik türünü dinlerim.
Salsa, bachata, tango danslarına ba-yı-lı-yo-rum. Bu sene kursa gidicem öğrenmeyi çok istiyorum.
İtalyanca ve ispanyolcayı çok seviyorum. Okulda ispanyolca dersi alıyorum ama ilerletmeyi düşünüyorum. İtalyancayı da dışardan biyerden yapcez artıkın.
Şarkı söylemeyi çok çok seviyorum ama sesim kötü olduğu için genelde insanların olmadığı yerlerde, evde tekken yada en yakın arkadaşımla söylüyorum. O her şekilde katlanıyo çünkü.
Küçük bi sahne korkum var. En azından 5 kişi falan olmalı sahnede. Bi grubun içinde olmadıkça insanların bana bakmasından hoşlanmıyorum.
Voleybolu seviyorum, ama oyanayamıyorum. Yinede okulun voleybol takımındayım. Okulun durumu o kadar kötü yani..
Çok iyi yüzerim. 2-3 yıl okulun yüzme takımındaydım ama omuzlarımın genişlediğini farkettiğimde bıraktım. Bundan nefret ediyorum.
Sürekli "tamam artık zayıflıycam" diyip bi türlü zayıflayamayanlardanım. Diyet yapmayı unutanlardanım.
Kedi ve köpeklere aşığım. Geçen hafta sitedeki köpekler kedimi parçaladı. Evet. Herneyse kedi ve köpek çok seviyorum. Alerjim olmasına rağmen şimdiye kadar 8 kedim ve 1 köpeğim oldu ama şuan hayvanım yok. Bacaklarımdaki yaralar geçsin diye bi süre de almayı düşünmüyorum.
Balığı olan insanları anlamıyorum. Çok saçma buluyorum.
Evime geldiğinde her şeyi karıştıran küçük çocukları dövmek istiyorum.
Annemin ve babamın "öğrenmem için" bana ev işi yaptırmalarından neffffret ediyorum.
Sinemaya gitmeyi, bir gün içinde 5 kez filme girmeyi seviyorum.
Lunaparklara bayılıyorum. Hiç bi şekilde hiç bi alete binmekten korkmuyorum. Tüm günümü orda geçirebilirim.
Bazen çok iyiken, bazen de çok kötü bi arkadaş olabiliyorum. Ama genelde en yakınlarımı kırmıyorum. Kıyamıyorum sanırım.
Gizemi çok seviyorum.
Özlediğim arkadaşlarımla karşılaşmaya ve anlatıcak bir sürü şeyimiz olmasına bayılıyorum.
Balıktan nefret ediyorum. Büyük balık yemeyi sevmiyorum. Sadece hamsi seviyorum ve onu da cidden seviyorum. Sushi, kalamar, ahtapot, hamsi ve midye dışında tüm deniz ürünlerinden nefret ediyorum.
Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum.
Bana yaratıkmışım gibi bakanları, aşağıdan başlayarak ezerek bakanları, hepsini öldürmek istiyorum.
Sokakta yürürken s*kine güvenip laf atanların o güvendikleri yerlerini kesmek istiyorum :)
Çok değişken olabiliyorum. Sinirliyken bana kimsenin yaklaşmamasını öneriyorum. Günümde olmadığım günler oluyor, nedensiz yere insanlara ters davranabiliyorum ama sonra çok üzülüyorum.
Arkadaşımla bi olay yaşadığımda onun arkadaşlarının onu korumasından, yani kısaca onları ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokmalarından nefret ediyorum.
Hocalara laf sokmayı (denemeyi), terslenmeyi ve haklarımı korumayı çok seviyorum.
Sıkıldığımda arkadaşlarımla salak salak videolar çekmeyi çok seviyorum (:
Daha hiç tanışmadan, meraba dedikten sonra hemen "canım" diyenler çok uyuz geliyo bana.
Ödev yapmaktan nefret ediyorum, yılda 4-5 ödev yapıyorum.
Saçlarımla oynanmasına bayılıyorum.
Ağır makyaj yapanları anlamıyorum.
Saçmalayan tipleri çok seviyorum.
Uyuz uyuz tikkyjan gibi konuşanlardan nefret ediyorum.
Mini şortu mini etekten kat kat güzel buluyorum.
Kot etek sevmiyorum.
Terakkiyi çok seviyorum.
Babamı annemden çok seviyorum.
Süslenip evde fotograf çekenleri anlamıyorum.

Bunu okumadığınızı çünkü sıkıldığınızı da biliyorum mesela, kestim o yüzden. byes.

3 Eylül 2010 Cuma

not gonna reach my telephone.

Sürekli yeni telefon çıkıyo hepsi birbirinden iyi oluyo napcam şaşırdım. Gidip en iyisini alıyosun 2 gün sonra daha iyisi çıkıyo kötü hissediyosun haliyle. Banane olum n95im var 2. senem onunla ama cok sevıyorum cok alıştım başka telefonla da yapamıyorum. "Ay ne kadar eskii" diyenlere sesleniyorum, bence yazık size sürekli yenisini almak için çırpınıyosunuz bye

1 Eylül 2010 Çarşamba

Rihanna ve Lady Gaga

Rihanna.. bu gerizekalı kadıncağızın şarkıları çok hoşuma gidiyo sesi gayet güzel ama saçını ve tarzını sürekli değiştirmesi sinirime dokunuyo. Ay ilk halin güzeldi ne kasıyosun farklı olcam diye her b*ku yaptın. Lady gagada öyle. Kadın güzel ama farklı olcak diye kendini çirkinleştiriyo. Just dance'teki hali gayet güzeldi. Ayrıca alejandro kadar saçma bi şarkı daha yok bu dünyada. Kendi stilinizi yaratıcaksınız diye saçmalıyosunuz be arkadaşım. Müziğinizle dikkat çekmeniz gerekirken bunu kıyafet ve saçla sağlamaya çalışıyosunuz valla bravo. Rihanna hadi neyse de Lady Gaga uçuşlarda öptüm.

muratcan

onu çok seviyorum.

Erkeklerin hepsi aynı mıdır?

Hiç kimsenin birbirine tamamen benzememesi gibi, tüm erkekler de aynı değildir. Farklı şeyler yaşamışlardır sonuçta o yüzden belli bir olaya hepsinin tepkisi farklıdır. Ama benzerlikler yok mudur? Vardır. Bence iki sevgili tipi vardır tabi birine sevgili denebilirse. Biri "daha iyisini bulunca ona konarım, model değiştiririm, yenilik iyidir" düşüncesindeki hayvan, diğeri ise "sevgiline aşık veya bağlı değilsen o sevgilin sayılmaz, eğer sevgilinse de sen onunsundur, o da senin. Başkalarıyla işimiz olmaz" erkeğidir. Çoğu kız ikinci sevgiliyi bulduğunu sanıp bağlanır ama sonunda birinci tip sevgili olduğunu anlarlar. Ben ikinciyi buldum sanırm ama hadi bakalım. Bide öyle bişeydir ki bu, bi kız hayatında en az bir kez "birinci sevgili tipi"yle birlikte olmuşken, çoğu kız hala adam gibi gerçek sevgilisiyle karşılaşmamıştır. Beklemek, doğru zamanda doğru yerde olmak gerekir bunun için genelde. Yada sadece gelir işte. Her neyse uzatmayalım. Valla ilk tip sevgilisi olan arkadaşlara kolay gelsin. Gerçek sevgilisi olanlar da mutlu olmaya baksın ben öyle yapmaya çalışıyorum.